Beşiktaş Divan Üyesi Prof. Dr. Bekir Kocazeybek Divan Başkanlarına çağrı yaptı.
Ses mesajı olarak yapılan çağrı tüm Beşiktaşlılar tarafından dikkatle takip edilip yayılmaya başladı.
Beşiktaş Divan Üyesi Bekir Kocazeybek’in Divan Başkanlarına ve Hasan Arat’a yaptığı çağrı;
“Sevgili Şeref Nasır abim, sevgili Yalçın Karadeniz abim, kulübümüzün değerli eski divan kurulu baskanları bu mesajı Beşiktaş sevdalısı siyah beyaz ve arma aşkıyla dışardan bir nefer olarak mesaj vermeye çalışan ve bir bilim insanı olarak bir Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hocası olarak bu mesajı yayınlamaya uygun görüyorum.
Beşiktaş’ımızın son dün akşam ki Göztepe yenilgisiyle 2024/2025 yılı Türkiye ligindeki şampiyonluk hayalleri de bitmiş ve havlu atmıştır.
Bu havlu atacağını aylar öncesi rağmen ifade etmemize rağmen yine mevcut yönetimin kalemşörleri tarafından ve militanca savunanlar tarafından karşı çıkılmış ve bu karşı çıkılma bırakın farklı argümanlarla saldırıya bile maruz bırakılmış bir öğretim üyesiyim.
Beşiktaş’a karşı görevimizi her dönemde gerek COVID-19 döneminde yapmış taraftarımızı camiamıza sahip çıkmış ve en son bulunduğu konum itibarıyla yıllardır çözülemeyen bir sorunu gönüllüce halleden bir insan olarak bu geldiğimiz noktada isyan etmemeyi ve haykırmamayı kendimi yakıştıramadım.
“Giovanni van Bronckhorst açıklaması çok anlamlıdır.”
Çünkü kasım ayında tek hafta sonları gönül verdiğimiz kartalımımızın bugünden itibaren itibaren havlu atarak liderin 13 puan gerisine düşerek sanki geçen yıla nazire yaparcasına açık ara bir farkla bu yılı bitirme gibi bir sürecin içinde; dün akşam teknik direktör Giovanni van Bronckhorst belirttiği üzere, “46 puanlık bir farktan sonra şampiyonluk mu bekliyorsunuz” ifadesi çok anlamlıdır.
Yani teknik direktör kendisinde ve kadroda kadro yapılanmasındaki herhangi bir olayı görmeyip geçen yılki maalesef hüsranın sonucu olarak bu yılda doğal olarak bu gelişebilir demektedir.
Bence buradaki sorun Hasan Arat yönetiminin geldiği yönetimde umutla ve pozitif olarak destek alarak gelmesine karşın geçen yıl ikinci yarıda yapmış olduğu iki anlamsız Al Musrati ve Muçi ‘deki astronomik rakamlı ve kulübü ekonomik olarak bir hayli zor noktaya götüren olayla her iki topçudan yeterli verim alamamasıdır.
“Al Musrati ve Muçi hangi saitlerle ve astronomik rakamlarla alınmıştır.”
Her iki oyuncunun alınmasında ki arka plandaki gelişmeler hangi saitlerle bu iki oyuncu ve astronomik rakamlarla kazandırılıp kulüp bugün çok ciddi olarak bir borç içine sokulma sürecine girilmiştir.
Bu sene takım yapılanmasını eline alan mevcut yönetimde Rafa Silva gibi bir oyuncuyu alarak tek başına bir takımın kadro yapılanmasının başarılı olabileceği gibi bir noktaya varmıştır.
35 yaşındaki bir santraforla ( Ciro Immobile ) sakatlanacağı devamlılığının olmayacağını dünkü çocuk bile bilir.
İki üç aydan beri bütün WhatsApp gruplarında kesinlikle ifade ettiğimiz olay şuydu bu takımın derinliği yok bu takımın yedeği yok.
Kadro yapılanması çok dar Avrupa Ligi Türkiye Süper Ligi Avrupa kupası mümkün değil demiştik.
“Al Musrati ve Muçi 41 Milyon euro, sorumluluk Hasan Arat’a ait”
Ve 5-0’lık Galatasaray galibiyeti Hasan Arat yönetimi ve ekibini maalesef bir rüyalar alemine sokmuş ve bütün ısrarlarımıza rağmen bütün çabalarımıza rağmen yazmamıza rağmen bir futbolsever olarak ancak bir bilim insanının analitik gözlemiyle ve zorlu lig sürecinin içinde bu olayın olacağını önceden ifade etmiştik.
Biz asla bir falcı bir üfürükçü değiliz. Bilimsel gerçekler takım yapılanması takımın oyunu ortada iken bunun böyle olacağı belliydi.
Ve maalesef artık bu yıl bütün hafta sonlarımızı zehir oldu mevcut yönetimin kendi içindeki egolarıyla şahsıma dönük idari ve mali kongrede olan bencil egoistçe ve tesislerden sorumlu yöneticinin yaklaşımı ve buna karşın Kamucu kolektif anlayışının olmadığı ortaya çıkmıştır.
Sadece ve yoksa kendi yönetimleri kendi egoları.
Beşiktaş’ın herhangi bir ferdinin herhangi bir olayı yaptığı bir olay işte şahsımın yardımcı olmaya çalıştığı konudaki tavırları bunun yanı sıra yine geçen gün piyasaya sunulan Beşiktaş’ın elektronik bu yapılanma da ileri sürülen ve hep her birimizin telefonlarına gelen yeni sistemin yaratıcısı Prof arkadaşım da aynı konudan şikayet etmektedir.
İdari mali kongrede Profesör Mehmet Burçin Pişkin Hoca’nın projede bulunduğu konu bile dile getirilmiş şahsı ön plana çıkartılmamış ve aynı olay başıma gelen olay onun da başına getirdin gelmiştir.
Bundan dolayı bu yönetim hangi saitlerle hangi amaçlarla kendi üyelerini ön plana çıkartan ohhlayan ancak ekonomi açıdan zayıf bir görüntü vermektedir.
Şimdi ben Hasan Arat yönetiminin 22, 23 yıllık Matruşka yönetimlerini son vermesi amacıyla gelmesi noktasında oy vermemiş olsam da belli oy yönetimlere o israfcı ve kulübü zora sokan ve bugünkü tablonun oluşmasının en büyük katalizörü olan eski yönetimlerin sürecini son vereceğini ve belli bir umutla bu yılı başlayacağını azda olsa umutlanıyordum.
“Ekonomik yapılanmasına sadece Hüseyin Yücel’e odaklanılması”
Fakat mevcut yönetimin maalesef ekonomik yapılanmasına sadece Hüseyin Yücel’e odaklanılması ve bunun yanı sıra sanırım bilemiyorum, ekonomik olarak başka destek verenin olmamasından dolayı çok dar kadro ile lige başlanması Galatasaray maçındaki 5-0’lık başarı ve dar bir kadro yetersiz kadro derinliği olmayan kadroyla bugünkü noktaya gelinmiştir.
Bu sürece son vermek için özellikle Divan Başkanları olarak Yalçın abi ve Şeref abi bu mesajı size gönderiyorum ne yapılabilir ne yapılması gerekiyor.
2025’te yeniden kulüpte bir seçim süreci var bu mevcut yönetimin bu sene sportif anlamda başarısız olacağı ortadadır.
Onun için çok üzüntülerle siz duayen iki değerli divan başkanımız eski divan kurulu başkanlarımıza bu mesajı yayınımı uygun gördüm.
İnanın o kadar üzüntülüyüm ki kendimi kendi şahsıma yapılan saygısızlıgı bıraktım. Mehmet Hoca’ya yapılan saygısızlığı bıraktım.
Ancak Beşiktaş kulübünün vefakar cefakar taraftarına bu sene de yediden bu yaşatılan bu süreç hiç Hasan Arat yönetimine yakışmamıştır.
“Beşiktaş Kulübü batırılarak başka kulüplere peşkeş çekilecek bir noktaya gelebilir.”
Yine çevresinde yarattığı bazı kalemşörlerle, silahşörlerle bu işin yürümeyeceği ortadadır.
Ve bu anlamda buna dönük ne yapılabilir, kulübün bu borç bata sarmalı içinde yaşadığı borç ve artarak giderek artan ve önümüzdeki ara dönemde yeniden bir seçime dönük hazırlık yapmak amacıyla israf israfın önüne geçiremeyeceği bir süreç yaşanırsa kulübümüz içinden çıkılmaz.
Ve batırılarak başka kulüplere peşkeş çekilecek bir noktaya gelebilir.
Bir divan kurulu üyesi olarak bir kongre üyesi olarak ve bir bilim insanı olarak, bu kulübü seven bir bilim insanı olarak bu olaya ivedilikle bir toplantı ile ikinizin önderlik yapmasını öneriyorum.
Bu konuda aklı başında Hürser Tekinoktay gibi ve kulübün gerçekten seven ve akıl danışabilecek kişilerinden başka birileri de olabilir.
Bu konuya dönük mutlaka bir çözüm getirilmesi gerektiğini düşünüyorum iki değerli abimi gözlerinden öpüyorum saygılarımı sunuyorum.”
Prof. Dr. Bekir Kocazeybek kimdir
Beşiktaş Divan Üyesi olan Prof. Dr. Bekir Kocazeybek, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda görev yapan bir akademisyendir.
Kocazeybek, özellikle tıbbi mikrobiyoloji alanında uzmanlaşmış bir profesördür. Bu alan, insan sağlığına yönelik mikroorganizmaların (bakteriler, virüsler, mantarlar, parazitler vb.) incelenmesiyle ilgili olup, hastalıkların etiyolojisini (sebebini) ve tedavi yöntemlerini anlamada önemli bir rol oynar.
Prof. Dr. Bekir Kocazeybek, bu konuda yaptığı araştırmalarla hem akademik dünyada hem de sağlık sektöründe önemli katkılar sağlamıştır.
Tıbbi mikrobiyoloji, klinik uygulamalarla bağlantılı olarak çeşitli patojenlerin teşhisi, tedavisi ve kontrolü üzerine çalışan bir bilim dalıdır. Kocazeybek, bu alandaki bilgi birikimini öğrencilerine aktarmakta ve aynı zamanda araştırmalarını sürdürmektedir.
Ayrıca, tıbbi mikrobiyoloji alanındaki çalışmalar, enfeksiyon hastalıklarının doğru şekilde tanınması ve tedavi edilmesi açısından büyük önem taşır. Prof. Dr. Bekir Kocazeybek’in bu alandaki çalışmaları, sağlık biliminin gelişmesine katkı sağlayan önemli akademik çabalar arasında yer almaktadır.
“Hasan Arat illüzyonist gibi davrandı, trollere ihtiyacı var”